27 Eylül 2014 Cumartesi

Eskişehirde üniversite kazanan bir kızın hikayesi(1)

arkadaslarindan ogrendikleri uzere adalardaki o nargileciye varmislardi esin ve özgür. acik ama serin bir havada hayatin ne kadar da mukemmel oldugunu dusunuyordu esin. 2 yil ayri kaldigi sevgilisi ile ayni okulu kazanmak icin, 24 saat hizmet verebilen abla abi muhabbetlerinin döndugu dinci bir dersane ile ev arasinda tikilip kalmisti.
simdi hersey bitmisti... özgür universiteyi kazandigini haber vermek icin onu aradiginda,'ben sozumu tuttum, simdi sira sende, sozunu tutacaksin' demisti. özgürün insanlari zan altinda birakmaktan keyif alan bi yapisi vardi... en basit basarilardan bile buyuk haz duyardi özgür.ama esin ilk askina nolursa olsun laf ettirmezdi. sahibi, efendisi, babasi, erkegi herseyiydi onun.

kirtasiyeden kopyalarini aldigi kitaplarina hayranlikla bakiyordu esin. basarmisti. tamam iste bu kadardi, tum dertler bitmis eglence baslamisti. anne baba uzaktaydi, sevgilisiyle ne isterse yapardi, ozgurdu ne de olsa resitti. simdi sıra okulun  kapisinda bir fotograf cektirmeye gelmisti. ne hava aticakti lise arkadaslarina. özgür, lafi az once okulda onu tanistirdigi arkadaslarindan acarak esini tatli hayallerinden aniden ayirdi. 'cocuksu davranislardan vazgec artik, koca kadin oldun, kiyafetlerini ve tarzina biraz ceki duzen ver, universitelisin artik kadin gibi giyin hayatim. arkadaslarimin arasinda bana yakin davran, beni sevdigini soylemekten utanma.' esin bu komutlari seve seve aklina yazmaya icine sindirmeye hazirdi. bitanecik sevgilisi onun iyiligini isterdi ne de olsa..

özgürün, haznesine su yerine süt konmasini rica ettigi kavunlu nargile gelmisti. zorlama şık hareketlerinin en basitiydi belki de bu... özgür hayatinda sütlü nargile hiç icmemisti. ama duymuştu ve, birgün biryerlerde kullanmak üzere daha nicelerini sakladiği aklina yazmıştı. esin'in bir daha asla kacmayacagini dusundugu keyfi, aklina takilan bir mesele yuzunden kacmisti. babasi onu rahatca teftiş edemesin diye devlet yurduna kaydolmak istemisti. bu sayede fedakar ve cefakar kiz evlat sifatina da yuzde yuz uyacakti. ne de olsa devlet yurdu zordu. ama yalan soylemeyi hic beceremeyen karakteri sevgilisinin evindeyken babasiyla yapacagi telefon konusmasina nasil musade edecekti ? onun sesinin titremesinden anlardi babasi yalan soyledigini.. konuyu özgüre acmaya karar verdi. ne de olsa onlar bir butundu, birbirlerinden asla birsey saklamazlardi ve konusarak herseyi çözebilirlerdi.


Yorum Gönder

Görüşlerinizi belirtin :

Start typing and press Enter to search